Hastalıkların tanısı, benzerlerinin birbirlerinden ayırt edilmesi ve hastalık sürecinin incelenmesi açısından vücudun çeşitli sıvılarını, salgılarının ve doku örneklerinin moleküler yapı düzeyinde analizlerinin yapıldığı bir bilim dalıdır. Bir başka deyişle tıbba ve klinik incelemelere özgün laboratuvar bilimidir.
Klinikte hastalık tanısını yapabilmek için eldeki verilerle biyokimyasal analiz sonuçlarının bir bütünlük içerisinde olması gereklidir. Klinik biyokimyada elde edilen negatif ya da pozitif sonuçlar hastalık tanısına destek, yol gösterici ya da öncü olabilirler. Klinik bulgularla biyokimyasal analiz bulguları birbirlerini tamamlamanın ötesinde bir olay olarak bütünleşmişlerdir.
Tek başlarına hastalık tanısında yeterli olamazlar.Klinik biyokimyanın hastalıkların tanısmdaki tamamlayıcı rolünün yanı sıra koruyucu hekimlik bakımından da büyük önemi vardır. Kişilerin hastalık belirtileri ortaya çıkmadan da klinik biyokimyasal açıdan incelemeye alınmaları sonucunda elde edilen parametreler ileride ortaya çıkma eğilimi olan hastalıkların önceden saptanmasına ve gerekli önlemlerin alınmasına yardımcı olur.
Bu nedenle dış görünüm olarak sağlıklı olan kişilerin de özellikle 40 yaşın üzerindeki dönemlerde yılda en az bir kez olmak üzere sağlık kontrolünden geçmeleri ve hekim önerilerine göre bazı biyokimyasal analizleri yaptırmaları (check-up) gereklidir.